24 –
30 Eylül Uluslararası İşitme Engelliler Haftası
Dünyada 360 Milyon
işitme engelli bulunmaktadır. 2015 TÜİK verilerine göre ülkemizde İşitme cihazı/implant
kullanıyor olmasına rağmen duymada çok zorlanan veya hiç duyamayan nüfusun
oranı %1,1’dir. Bu oran erkeklerde %1,1 iken, kadınlarda %1,2’dir.
İşitme kayıpları
kulağın bir veya daha çok yerinin hasarıyla, çeşitli nedenlerden oluşmaktadır.
Ebeveynler arasında akrabalık olması, ailede çocukluk döneminde başlayan
kalıtsal işitme kaybı olması, annenin hamileyken kullandığı bazı ilaçlar ve
geçirdiği hastalıklar, doğum kilosunun düşük olması, kulağın anormal görünmesi,
, ateşli hastalık geçirmesi ve bebeğe verilen bazı ilaçlar işitme kaybına neden
olabilmektedir. Aileler herhangi bir dönemde bebeklerinde işitme kaybından
şüphelenirlerse bir uzmana başvurmalılardır. İşitme testleri yenidoğan dönemi
itibariyle yapılabilmektedir.
Yenidoğan bebeklerin
kulaklarına belli şiddette sesler verilip, duyup duymadığı beyin dalgaları
ölçülerek anlaşılır. Bu işlem basit olup, bebeğe hiçbir rahatsızlık vermez, 15
dakikada yapılabilir. Testin güvenilirliği %97 oranındadır.
Dünya Sağlık Örgütü
işitme kaybına yol açan faktörlerin %50′sinin önlenebilir olduğunu
bildirmektedir. İşitme kayıpları mutlaka bir kulak burun boğaz hastalıkları
uzmanı (KBB) hekimlerce teşhis edilmelidir.
Önleyici tedbirler
olarak çocukların yenidoğan döneminde işitme taramalarından geçmesi, kızamık, menenjit,
kabakulak ve kızamıkçık aşılarını olması, özellikle ototoksik (iç kulağa zarar
verici) özellikte ilaç kullanırken seçici davranılması, orta kulak iltihabı
için etkin tedavilerin yapılması, aşırı gürültülü ortamlardan kaçınılması
önerilmektedir.
İşitme kaybını erken
dönemde belirlemek amacıyla ülkemizde Yenidoğan İşitme Taraması ve Erken yaş işitme
taraması yapılmaktadır.