1 ARALIK DÜNYA AIDS
GÜNÜ
“Hayatın akışında HIV Enfeksiyonu”
Her yıl 1
Aralık Günü, Dünya AIDS Günü olarak kutlanmaktadır. Bugün, HIV
enfeksiyonunun yayılımına ve AIDS hastalığının artışına karşı bilincin
artırılması amacına adanmıştır.
İlk kez 1980’li yıllarda tanımlanan
HIV enfeksiyonu, yayılmaya devam etmektedir. Hastalık; korunmasız cinsel temas,
ortak kullanılan enjektörler, damar içi madde kullanımı, gebelik ve doğum
sırasında anneden bebeğe ve kan transfüzyonu gibi nedenlerle bulaşabilmektedir.
Bu geçiş yolları nedeni ile HIV enfeksiyonu, erişkinlerin yanı sıra bebek,
çocuk, genç, yaşlı her yaş grubunu etkileyebilmektedir.
HIV, bireyin bağışıklık sistemini
zayıflatan bir virüstür ve HIV ile enfekte kişilere HIV pozitif bireyler
denilmektedir. HIV pozitif bireylerin bağışıklık sistemlerinin zayıflaması
sonucu, enfeksiyona ek olarak çeşitli hastalıkların da görülmesi tablosu AIDS
olarak tanımlanmaktadır. AIDS, HIV enfeksiyonunun son safhasıdır.
Hastalığın tam anlamıyla tedavisi
bulunmamakla birlikte uygulanan ilaç tedavileri ile HIV/AIDS hastalığından
ölümler azalmakta ve kişiler yaşantılarına devam edebilmektedir. Bununla
birlikte uygulanan ilaç tedavisi ile bulaşıcılık azalmakta, gebelik sırasında
uygulanan tedaviyle HIV virüsü taşıyan anneden bebeğe hastalık bulaşması
engellenebilmektedir.
Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak
Programı-UNAIDS verilerine göre; dünyada 2016 yılında yaklaşık 2 milyon kişinin
HIV enfeksiyonuna yakalandığı, 36,7 milyon HIV taşıyıcısının bulunduğu ve 1
milyon kişinin AIDS nedeni ile öldüğü belirtilmektedir.
Türkiye,
dünyada HIV/AIDS açısından hastalığın az sıklıkta görüldüğü ülkeler arasında
değerlendirilmektedir.Ülkemizde,1985 yılından beri bildirimi yapılan HIV/AIDS
vaka sayımız 14.695’tir. Vakaların yüzde 78’i erkek olup, yüzde 15’i yabancı
uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu 25-39
yaş grubudur. Bulaşma yoluna göre dağılımına bakıldığında vakaların yüzde
50’si cinsel yolla bulaşmakta iken, yüzde 47’sinin bulaşma yolu
bilinmemektedir. Ülkemizde 2016 yılında 2470 HIV, 103 AIDS vakası
bildirilmiş olup, 9 kişi yaşamını yitirmiştir.
Virüsün en sık görülen bulaşma yolunun
cinsel temas olması nedeni ile korunma büyük önem taşımaktadır. Tek eşliliğin
yanı sıra, riskli cinsel temasta doğru kondom kullanımı, hastalığın cinsel
yolla bulaşmasına karşı en güvenli ve basit korunma yollarıdır. Diğer bir
bulaşma yolu olan kan ve kan ürünleri ile olan bulaşmaya karşı korunma amacı
ile 1987 yılından beri de ülkemizde kan ve kan ürünleri HIV yönünden test
edilmektedir. Organ ve doku nakilleri öncesinde gerekli testlerin yapılması HIV
geçiş riskini en aza indirmektedir. Ayrıca, dövme ve piercing gibi
uygulamaların temiz ve steril koşullarda yaptırılması, vücuda takılan delici,
kesici özellikli takılar ortak kullanılmaması, tek kullanımlık steril enjektör
kullanılması HIV bulaşma riskini azaltmaktadır.
Hastalık, virüsü taşıyan kişilerle
birlikte oturmak, yemek yemek, aynı iş yerinde çalışmak, aynı okulda okumak, el
sıkışmak, tokalaşmak, telefon, kitap, defter gibi araçları, ortak duş-banyo
alanlarını ve tuvaletleri kullanmakla, sivrisinek, böcek ve arı sokmasıyla
bulaşmaz.
Ülkemizde; HIV/AIDS hastalığının
yayılımının önlenmesi hedefiyle toplumda ve yüksek riskli davranışta bulunan
gruplarda korunma ve önleme çalışmalarına öncelik verilmesi, HIV ile yaşayan
kişilere yönelik ayrımcılık ve damgalanmanın önlenmesi, şüpheli teması olan
kişilerin HIV/AIDS hastalığı, bulaşma, korunma yolları konusunda
bilgilendirilmesi ve doğru yönlendirilmeleri, HIV ile yaşayan kişilerin
tedaviye kolay ve kesintisiz biçimde ulaşmasının sağlanması, sosyal destek,
bakım olanaklarının iyileştirilmesi ve yaşam kalitelerinin arttırılması için
çalışmalar yürütülmektedir.
HIV enfeksiyonu önlenebilir bir
hastalıktır ve korunma önlemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuzdur.
Kastamonu
İl Sağlık Müdürlüğü
Bulaşıcı
Hastalıklar Çevre ve Çalışan Sağlığı Birimi