Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme Önerileri
On bir ayın sultanı Ramazan ayının gelmesi ile oruç tutan
bireylerin uzun süre aç kaldığı ve beslenme düzeninin değiştiği bu dönemde
dengeli beslenmek çok daha büyük önem taşımaktadır.
Bu yıl imsak ve iftar arası yaklaşık 15 saatlik bir açlık
gerektirmektedir. Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için sahur
öğününü atlanmamalı, günün oruç tutulmayan bölümünde en az 2 ana öğün ve ara
öğünler yapılarak özellikle iftarda yüklü bir öğün tüketmekten kaçınmalıdır.
Öğünlerde beş besin grubundan besinlerin tüketilmesi sağlıklı ve dengeli
seçimler için gereklidir. Bunun için Türkiye için hazırlanmış olan Sağlıklı
Yemek Tabağı örnek alınabilir.
İftara kadar olan sürede günün verimli geçmesi için
yeterli ve dengeli bir sahur öğünü oldukça önemlidir. Sahur günün önemli bir
öğünü olan kahvaltının yerini almalıdır. Sahura kalkmamak ya da sahurda sadece
su içmek açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine; güne hazırlıksız
başlanmasına, gün içinde halsiz ve isteksiz olunmasına neden olacaktır. Bir ay
boyunca bu şekilde beslenmek sağlık açısından da risk oluşturacaktır. Bu
durumun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma
hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır.
Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı
ekmekler, çiğ sebze- meyve gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı
yapılabilir ya da çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir
öğün tercih edilebilir. Gün içinde açlık hissinin oluşmasını geciktirmek için
midenin boşalma süresini uzatacak kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı
gibi lifli kompleks karbonhidrat kaynaklarının tüketmesi uygun olacaktır. Aşırı
yağlı, tuzlu, ağır yemeklerden ve hamur işlerinden uzak durulmalıdır.
Gün içinde özlemle beklenen psikolojik ve fizyolojik
açlığın en yüksek olduğu iftar öğününde miktar ve çeşitlilik açısından aşırıya
kaçılabilmektedir. Yeterince çiğneyerek çok hızlı yememek sindirim problemleri
yaşamamak için önemlidir. Orucun adet olduğu üzere zeytin ya da hurma ve su ile
açılmasından sonra yemeğe biraz çorba ve salata ile başlanabilir. Devamında
etli sebze yemeği veya yağlı ve ağır olmayan bir et yemeği ve biraz zeytinyağlı
sebze yemeği, salata veya söğüş, 1-2 dilim ekmek (pide ile tam tahıllı ekmeği
değiştirerek) veya küçük bir porsiyon pilav veya makarna tüketilebilir.
İftar ve sahur arasında meyve, kuru meyve, kabuklu
yemişler, süt/yoğurt ve her gün olmamak kaydı ile küçük porsiyonlarda öncelikle
meyve tatlıları, sütlü tatlılar tüketilebilir.
Anadolu coğrafyasının tanıdığı olanaklar sayesinde hiç
bir mutfakta görülmeyecek kadar çeşitlilik göstermekte olan sebzeler;
kolaylıkla yetiştirilebilmesinden ve her mevsim bulunabilir olmasından dolayı
neredeyse bütün yemeklerde farklı pişirme teknikleri uygulanarak, pişmiş ya da
çiğ olarak tüketilmektedir. Sebze ve meyveler, doğal yöntemlerle kurutularak;
tatlısından çorbasına kadar kış yemekleri içerisinde ve atıştırmalık olarak da
sıklıkla kullanılmaktadır. Bununla birlikte bahar ve yaz ayları içerisinde
dağlarda ve ovalarda kendiliğinden yetişen yöresel baharat, ot ve bitkilerin
değerlendirilerek tüketilmesi yaygın bir biçimde görülmektedir. Ayrıca tek
yönlü olmaması ile de sürdürülebilirliğe katkı sağlar. Örneğin dolma ve
sarmalarda; kurubaklagil, tahıl ve sebzeler bir arada kullanılır ve çoğunlukla
yoğurt ile servis edilir. Bu yemek çeşidi, sağlıklı beslenmede gereksinimi
sağlayan tüm besin gruplarını tek bir yemekte buluşturan dünyadaki ender
yemeklerden biridir.
Sıvı tüketimine dikkat!
Sıvı gereksinmesinin karşılanmasında suyun önemi
büyüktür. Su dışındaki içecekler çay, kahve, bitkisel çaylar, süt, meyve suyu,
sebze suları, soda, maden suyu vb.dir. Bir günde tüketilecek toplam sıvı
miktarı 2500-3000 ml’dir. Sıvı gereksinmesinin karşılanmasında su başlıca
tercih olmalıdır. Su enerji içermez ve en iyi şekilde hidrasyon sağlar. Susama
hissi su ile giderilmelidir. Altmış beş yaşından sonra susama hissi azaldığı
için bu bireyler susamadan su içmeye özen göstermelidir. Sulara, nane, çubuk
tarçın, limon, meyveden yapılmış buzlar ile aroma katılabilir. Günde 8 su
bardağı su içiniz şeklindeki öneri bazı bireyler için yetersiz, bazıları için
ise fazla olabilir. Bununla birlikte iyi bir hedef olarak düşünülmelidir.
Günlük su gereksinmesi: 35 mL x vücut ağırlığı (kg) şeklinde hesaplanabilir.
Ramazan ayında sıvı ihtiyacını karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve-sebze
suları, sade soda vb. sık sık tüketmeye özen gösterilmelidir.
Oruç Tutanlar İçin Sağlıklı Beslenme
Önerileri
Ø Oruç tutarken de yeterli ve dengeli beslenmeye özen
gösterin.
Ø Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra
aralıklarla ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenin.
Ø Yemekleri pişirme yöntemlerinin de önemli olduğunu
unutmayın. Özellikle ızgara, haşlama, fırında, buğulama gibi sağlıklı
yöntemlerle hazırlanan yemekleri tercih edin.
Ø Kavrulmuş, kızartılmış ve tütsülenmiş yemeklerden uzak
durun.
Ø Yemeklerinizi hızlı yemekten kaçının, yavaş yavaş ve
iyice çiğneyerek tüketin.
Ø Susamış hissetmeseniz bile iftar ve sahur arasında sık
sık su için. Ayrıca süt, ayran, sade soda, taze sıkılmış meyve-sebze suları,
ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edebilirsiniz.
Ø Sahur öğününüzü atlamayın. İftarda ve sahurda kan
şekerini birden yükseltmeyen, uzun süre tokluk hissi sağlayan, yavaş sindirilen
proteinli ve lifli gıdalar, tam tahıllı ürünler (tam tahıllı buğday ekmeği,
çavdar veya kepek ekmeği), kuru baklagiller (kuru fasulye, mercimek, nohut),
süt ürünleri (yoğurt, ayran, süt, kefir, cacık vb.), yumurta, bal, taze sebze
ve meyve/kuru meyveler, şekersiz hoşaf veya komposto, hurma, ceviz, kavrulmamış
fındık, badem gibi yağlı tohumlar tercih edin. Rafine ürünlerden, beyaz undan
yapılmış kek, poğaça ve kurabiye gibi hamur işleri ve şekerli tüketmekten
sakının.
Ø İftara 10-15 dakika sonra sağlıklı pişirme yöntemleriyle
hazırlanmış et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edebilirsiniz. Hem
enerji veren hem de kan şekerini hızlı bir şekilde yükselten beyaz ekmek,
pirinç pilavı, kızarmış patates gibi yiyecekleri tercih etmeyin. Bunların
yerine bulgur pilavı, tam buğday ekmek veya kepekli makarna vb. tercih edin.
Ø Çiğ veya az pişmiş hayvan ürünleri yemekten kaçının. İyi
pişmiş yiyecekleri tercih edin.
Ø İftardan sonra taze ve kuru meyvelere öncelik verin tatlı
tercihinizi sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve
tatlıları, hoşaf ve kompostolardan yana yapın.
Ø Oruç tutarken, bağışıklık sisteminizi güçlendirici
özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin havuç,
brokoli, kabak, lahana maydanoz gibi sebzelerin yanı sıra portakal, mandalina,
elma gibi meyvelerin tüketimi önemlidir. E vitamini de bağışıklık sisteminin
güçlendirilmesinde etkilidir. E vitaminin iyi kaynakları yeşil yapraklı
sebzeler, kuru baklagiller ve fındık, ceviz gibi yağlı tohumlardır. Günlük
olarak mevsimine uygun 3 porsiyon sebze, 15-20 adet fındık (30 gr) veya 5-6
adet ceviz (30gr) ve haftada 2-3 defa kurubaklagil (mercimek, kurufasulye,
nohut) tüketilmelidir. Bağışıklık sisteminde D vitamini de önemli rol
oynamaktadır. D vitamini güneş ışınlarıyla deri tarafından üretilen bir
vitamindir ve besinlerde pek fazla bulunmaz. Özellikle havanın güneşli olduğu
zamanlarda mümkün olduğunca güneşten faydalanılmalıdır. Güneşten
faydalanmasının mümkün olmadığı hallerde besin desteği olarak D vitamini
alınabilir. (30 dakika güneşin cilde direk teması yeterlidir.).Balık D
vitamini, beyin fonksiyonlarının gelişimi için gerekli çoklu doymamış yağ
asitleri (omega 3), kalsiyum, fosfor, selenyum, iyot mineralleri ve E vitamini
içerir.
Ø Prebiyotik besinler, sebzeler (yer elması, bamya,
enginar, kereviz, soğan, sarımsak, kuşkonmaz ) kurubaklagiller (nohut,
mercimek, fasulye), tam tahıllar (tam buğday, yulaf, arpa, kepekli pirinç),
yağlı tohumlar (ceviz, badem, fındık), meyveler (zeytin, muz, çilek, elma) ve
probiyotik ürünler kefir, yoğurt, ayran, boza, tarhana, şalgam suyu, turşular
(şalgam suyu ve turşu gibi çok tuzlu gıda tüketiminde yüksek tansiyon hastaları
dikkat etmelidirler) bağışıklık sistemini olumlu etkilerler.
Ø İftardan 1-2 saat sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapmak
sindirime yardımcı olacaktır.
Ø Tütün ve tütün ürünleri kullanmayın.
Ø İftardan sonra ve sahurda dişlerinizi fırçalamayı
unutmayın.
Gıda Güvenliği İçin Öneriler
Ø Gıda güvenliğini sağlamak için temizlik, pişmiş
besinlerle çiğ besinlerin ayırılması, uygun pişirme, besinlerin uygun
sıcaklıklarda saklanması, güvenilir gıda ve su kullanılması ilkelerine uyun.
Ø Satın alınma sırasında gıdaların etiketlerini okuyun. Son
kullanma tarihini ve besin değerlerini kontrol edin.
Ø Çabuk bozulabilen et, tavuk, balık gibi besinleri
alışverişin sonunda alın. Bunların çiğ tüketilecek besinlerle temasını önleyin
ve soğuk zincir bozulmadan en kısa süre içerisinde (en fazla iki saat, sıcak havalarda
en fazla bir saat içinde) buzdolabına yerleştirin.
Ø Besinlerin hazırlandığı, pişirildiği alanların ve bu
süreçte kullanılan her türlü araç-gereçlerin temiz ve hijyenik olmasına dikkat
edin.
Ø Yiyecek-içecek hazırlarken; kişisel hijyene dikkat edin.
Ø Ağız, burun ve saçınıza dokunmayın.
Ø Öksürme ve hapşırma sırasında kağıt mendili veya kol
içinizi kullanın.
Ø Yemeklerin tat kontrollerini yemeğin karıştırıldığı
kaşıkla değil, ayrı bir kaşık ile bir tabağa koyarak yapın.
Ø Ellerinizi her işin başında, çiğ besinlere dokunduktan
sonra, tuvaletten her çıkışta, yemekleri servis etmeden önce ve mendil
kullandıktan, paraya dokunduktan, kirli araç-gereçlere dokunduktan,
öksürüp-hapşırdıktan, çöplere dokunduktan sonra mutlaka hijyenik bir şekilde
yıkayın.
Ø Saçlarınızı yemeğe düşmesini engelleyecek şekilde
toplayın.